Türkiye florasında tür sayısı: Türkiye florasında 6 farklı tür yayılış gösterir:
•Hyoscyamus niger (Siyah ban otu)
•Hyoscyamus albus (Beyaz ban otu)
•Hyoscyamus aureus (Sarı ban otu)
•Hyoscyamus reticulatus (Mor ban otu)
•Hyoscyamus leptocalyx (Mardin ban otu)
•Hyoscyamus pusillus (Cüce ban otu)
Kültür türü: Hyoscyamus niger L. (Siyah ban otu)
Bitkisel özellikleri:
Ban otu (2n = 34), genelde iki yıllık ve otsu yapıda bir alkaloit bitkisidir. İki yıllık formları; ilk yıl sadece rozet yaprak, ikinci yıl ise çiçeklenerek meyve ve tohum üretir. Siyah ban otu, kireçli koşullarda 30–80 cm kadar boylanır.
Gövde üzerinde almaşık olarak dizilmiş, yapışkan, etli ve tüylü yapraklar bulunur. Bahar ve yaz ayları boyunca kademeli olarak çiçeklenir. Çiçekleri uçtan parçalı ve uzun huni şeklindedir. Taç yaprak rengi sarı olup üzeri mor damarlıdır.
Her bir çiçeğin 5 adet çanak, 5 adet taç ve 5 adet erkek organı vardır.
Meyve, kaliks tarafından sarılmış ve kapak ile açılan bir kapsül şeklindedir. Bir bitkide onlarca, bazen yüzlerce kapsül meydana gelir. Her bir kapsülde, 1000 tane ağırlığı 0,5–0,7 g olan yüzlerce tohum bulunur.
Ticari olarak kullanılan organı: Tohum (Semen Hyocyami) ve yaprak (Folia Hyocyami).
Faydalanıldığı etkin maddeleri: Tropan alkaloitleri.
Alkaloit oranı: İngiliz Farmakopesine göre kuru ban otu yaprakları %0,04–0,14 arasında alkaloit içermelidir.
Temel alkaloit bileşenleri: Atropin, hiyosiyamin ve skopolamin (Şekil 15.2). Tıbbi değeri ve ticari kullanım alanları:
Siyah ban otu; yatıştırıcı, sakinleştirici, ağrı kesici, öksürük kesici, spazm çözücü ve astım tedavisi gibi farmasötik ilaçların üretiminde kullanılır. Anadolu halk hekimliğinde ban otu meyve ve tohumları tütsü şeklinde yakılarak, buğusundan burun, kulak ve göz gibi organlara yerleşen sinek kurtçuklarının düşürülmesinde faydalanılır.
Osmanlı tıbbında diş ağrısı, baş ağrısı ve göz rahatsızlıklarına karşı ban otu dumanı solunarak uygulanmıştır. Datura ve Atropa gibi Hyoscyamus türleri de narkotik etkilidir; halüsinasyonlara ve zehirlenmelere neden olabileceklerinden hekim kontrolü altında çok dikkatli kullanılmalıdır. Ekolojik isteği: Siyah ban otu, yakın akrabaları olan Atropa ve DAtura türlerine göre soğuğa ve kurağa dayanıklıdır. Nispeten serin mevsim ve uzun gün koşullarının hakim olduğu bölgelere çok iyi uyum sağlar. Siyah ban otu, aşırı asidik veya aşırı alkali olmamak koşuluyla hemen her türlü tarım toprağında iyi büyür ve gelişir.
Ban otu yetiştiriciliği:
Siyah ban otu, tohumlarıyla generatif olarak çoğaltılır. Ülkemizde henüz ticari üretimi yapılmadığından tescil edilmiş bir ban otu çeşidi yoktur. Çoğaltım materyali, yabani olarak yetişen siyah ban otu bitkilerinden toplanan tohumlardır. Tohumları çok ufak ve sert olduğundan çimlenme oranı düşük ve çıkış süresi uzundur. Tohumları fide yastıklarına veya viyollere ekilir ve elde edilen fideler 20–45 cm sıra arası ve 10–20 cm sıra üzeri mesafede tarlaya dikilir. Siyah ban otu, kışı ılıman geçen bölgelerde sonbahar aylarında güzlük; kışı sert ve uzun geçen bölgelerde ise yazlık olarak erken ilkbaharda ekilir/dikilir.
Siyah ban otunun fide döneminde yabancı otlara karşı rekabet gücü zayıf olduğundan yabancı otlarla çok iyi mücadele edilmelidir. Ban otu kurağa toleranslı olduğundan doğal yağışlarla yetinebilir; ancak sulandığında drog yaprak ve tohum verimi artar. Diğer alkaloit içeren bitkilerde olduğu gibi siyah ban otunda da azotlu gübreleme, alkaloit içeriği üzerine olumlu etkide bulunur. Alkaloitlerin yapısında azot bulunduğundan, belirli bir doza kadar azotlu gübreleme alkaloit içeriğini artırır.
Toprak analiz sonuçlarına göre, toprakta mevcut azot miktarının üzerine dekar başına 10 kg olana kadar azotlu gübreleme yapılır (Kızıl vd., 2017). En önemli hastalığı tütün mozaik virüsüdür. Bu virüs ile mücadele için münavebe yapılmalı, temiz tohumluk kullanılmalı, virüs taşıyan böceklerle mücadele edilmeli ve virüs hastalığına yakalanmış bitkiler tarladan sökülüp atılmalıdır.
Hasat ve harman:
Siyah ban otunun tek yıllık çeşitlerinde yaprak hasadı yaz mevsimine denk gelen tam çiçeklenme devresinde yapılır. İki yıllık çeşitlerinde ise ilk yıl ürünü olarak sadece yapraklar, ikinci yıl ürünü olarak çiçek ve yapraklar birlikte hasat edilir. İkinci yılın droglari, birinci yılın droglarına göre daha fazla alkaloit içerdiğinden kalite değeri daha yüksektir. Biçilen ürün doğal olarak raflarda veya yapay olarak kurutma fırınlarında (45–60 °C’de) kurutulur, ambalajlanır ve uygun koşullarda muhafaza edilir.
Drog yaprak verimi:
Siyah ban otunun drog yaprak verimi, ekolojik koşullara, kültürel uygulamalara ve kullanılan çeşide bağlı olarak 150–250 kg/da arasında değişir.
Biyoreaktörlerde alkaloit üretimi:
Tropan alkaloit yönünden zengin olan Solanaceae bitkilerinin in vitro kültürlerine dayalı alkaloit üretimi giderek önem kazanmaktadır. Bu kapsamda, in vitro şartlarda sürgün eksplantlarından Agrobacterium rhizogenes bakterisi ile saçak kök oluşumu sağlanarak uygun biyoreaktörlerde tropan alkaloitleri izole edilebilmektedir.
Bu konu üzerinde yapılan bir araştırmada (Jaremicz vd., 2014), Hyoscyamus niger’in saçak kök kültürleri çalkalama şişelerinde, bir kabarcık kolon biyoreaktöründe ve bir hibrit kabarcık kolon/sprey biyoreaktörde yetiştirilmiş; skopolamin, hiyosiyamin ve küskohigrin konsantrasyonları kabarcık kolon reaktöründe en yüksek miktarlarda (sırasıyla 5,3; 1,6 ve 26,5 mg/g kuru ağırlık) elde edilmiştir.