Türkiye florasında tür sayısı: Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz kıyıları boyunca doğal yayılış gösteren 1 tür (Laurus nobilis L.).
Bitkisel özellikleri: Defne (2n = 24); çok yıllık, uzun ömürlü ve her mevsim yeşil kalabilen odunsu yapıda bir aromatik bitkidir. Yaprakları kısa saplı, parlak koyu yeşil ve derimsidir. Yaprak eni 2-5 cm arasında ve yaprak boyu 3-9 cm arasında değişir. Uçucu yağlar, defne yapraklarının epidermis tabakasında özel hücrelerde depolanır. Defne çift evcikli (dioik) bir bitkidir; erkek ağaçlar ve dişi ağaçlar vardır. Hem erkek hem de dişi çiçeklerde sarımsı renkte 4 taç yaprak bulunur (Şekil 15.7). Dişi çiçeklerde bir adet dişi organ ve dumura uğramış erkek organlar vardır.
Erkek çiçekler ise 8-14 arasında erkek organa sahiptir. Defne ağaçları kış mevsiminde, bazen de erken bahar aylarında çiçeklenir. Meyveler, dişi ve erkek çiçeklerin tozlaşması ve döllenmesi ile meydana gelir. Dişi defne ağaçları üzerinde oluşan meyvelerin çapı 1-1,5 cm kadardır ve her meyvede sadece bir adet tohum bulunur.
Ticari olarak kullanılan organı: Yaprak (Folium Lauri) ve meyve (Fructus Lauri).
Faydalanıldığı etkin maddeleri: Terpen(oit)ler, fenolikler, sabit yağlar vd.
Uçucu yağ oranı: Taze yaprakta %0,5-5 (en az %1 olmalıdır).
Temel uçucu yağ bileşeni: 1,8-sineol (%40-60).
Sabit yağ oranı: Kuru meyvede %20-35.
En önemli yağ asidi: Oleik asit (%24-65).
Tıbbi değeri ve ticari kullanım alanları:
Defne yapraklarından ticari olarak daha çok baharat ve uçucu yağ, meyvelerinden ise daha çok sabit yağ elde etmek için faydalanılır. Hem sabit yağı hem de uçucu yağı parfümeri, kozmetik, gıda ve tıbbi ürünlerde kullanılır. Defne meyvesi yağından Hatay ve Muğla yörelerinde “Garli sabun” (sabun bi ghar) üretilir. 5 kg defne meyvesinin sıkılmasıyla 1 kg defne yağı elde edilir. Defne sabunu bilhassa cilt ve saç bakımında çok tercih edilir. Defne yağı ayrıca temizlik ürünlerine ve dondurulmuş gıdalara koruyucu olarak da katılır. Türk defne yaprakları %1-2,5 ve meyveleri %1-2 oranında uçucu yağ içerir. Hatay yöresinde yetişen defne ağaçlarından toplanan yaprak uçucu yağının en önemli bileşenlerinin 1,8-sineol (%46-60), α-terpinil asetat (%12-26) ve sabinen (%8-14), meyve uçucu yağının en önemli bileşenlerinin ise trans-β-osimen (%12-28), 1,8-sineol (%17-20), α-fellandren (%11-16), α-pinen (%7-17) ve β-pinen (%8-13) olduğu tespit edilmiştir (Sangün vd., 2007). Defne meyveleri ayrıca polifenoller ve fenolik asitler (ör., vanilik, kumarik, kafeik, ferulik, benzoik, sinapik, sinnamik, siringik vd. fenolik asitler) bakımından da çok zengindir. Türk defnelerinin kuru meyvelerinde %20-35 arasında sabit yağ bulunur ve bu yağın en önemli yağ asitleri oleik asit (%25-65) ve linoleik asit (%18-28(`tir (Karik vd,. 2016).
Türk Gıda Kodeksi Baharat Tebliği’ne (Tebliğ No: 2013/12) göre; defne yapraklarında yabancı madde en fazla %0,1, rutubet en çok %8, kuru maddede toplam kül en çok %7, %10’luk HCl’de çözünemeyen kül en çok %1,5 ve uçucu yağ miktarı en az %1 olmalıdır.
Halk hekimliğinde kullanımı: Defne yaprakları ve meyveleri baharat olarak ve bütün organları geleneksel tipte ilaç olarak değerlendirilir. Örneğin, meyvelerinden elde edilen çay kadınlarda regl dönemi ağrılarını dindirmek ve doğum yapmayı kolaylaştırmak için, kabuk ve yapraklarından yapılan çaylar ise böbrek ve solunum rahatsızlıklarında kullanılır. Yapraklarından ve meyvelerinden damıtılan
defne yağı ve defne suyu ise mide ağrılarına ve sindirim sorunlarına yardımcı olur.
Ekolojik isteği: Defne, tipik bir Akdeniz bitkisidir. Kıyıları ılık ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçen iklim bölgelerine çok iyi uyum sağlamıştır. Sıcağa çok dayanıklı olmakla birlikte soğuğa duyarlıdır. Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz kıyısından 1200 m yüksekliğe kadar yayılış gösterir.
Daha yüksek rakımlarda yaprak alanı küçülür ve uçucu yağ içeriği azalır. Defne plantasyonları verimli, süzek, drenaj sorunu olmayan, hafif kireçli topraklar üzerinde çok üretken olur.
Çoğaltım yöntemleri: Defne plantasyonları, generatif olarak tohumlarından elde edilen fidelerin tarlaya dikimi veya vejetatif olarak köklendirilmiş sürgün çeliklerinden elde edilen fidanların tarlaya dikimi ile tesis edilir. Tohumları bir gün boyunca ılık suda bekletildikten sonra ekilirse çimlenme ve çıkış oranı artar. Bu şekilde torf doldurulmuş tüplerine ekilen tohumlar-
Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Kültürü
dan elde edilen fideler belirli bir büyüklüğe eriştikten sonra tarlaya dikilir. Defne bitkisi vejetatif olarak sürgün çeliklerinin köklendirilmesiyle çoğaltılır. Yıllık sürgünlerden 10-15 cm uzunlukta alınan çelikler IBA ve NAA gibi köklendirme hormonları yardımıyla köklendirilir. Apikal tomurcuklardan süren sürgün çeliklerinin, lateral tomurcuklardan süren sürgün çeliklerine göre daha iyi köklendiği yönünde araştırma sonuçları vardır. Çelikler köklendirildikten sonra tüplere alınır ve tüplü fidanlar güzün veya erken ilkbahar aylarında tarlaya dikilir.
Defne yetiştiriciliği: Defne fideleri veya fidanları 3 x 2 m veya 3 x 3 m mesafelerde dikilir. Defne çift evcikli olduğundan tohumdan yetiştirilen fidelerin yarısı dişi, yarısı erkek olur. Plantasyon kurarken erkek ve dişi bitkilere ne oranda yer verileceği defneden ne şekilde yararlanılacağına bağlıdır. Örneğin, sadece meyve veya tohum için üretim yapılacak ise 10 dişi ağaca 1 erkek ağaç düşecek şekilde dikim yapılmalıdır. Erkek ağaçlardan meyve elde edilmez ancak iyi kalitede yaprak üretmek mümkündür.
Yaprak için kesim: Türkiye’de defne kesimi, haziran ayının ortasında başlar ve mart ayı sonuna kadar devam eder. Defne plantasyonlarında, dikim yılında bile yaprak hasadı yapılabilirse de ekonomik verime 3. veya 4. yılda ulaşılır. Sulama ve bakım koşullarına bağlı olarak her yıl birden fazla kesim yapılabilir. Kesim zamanı; yaprak verimi, uçucu yağ oranı ve bileşenleri üzerine oldukça etkilidir. Güz mevsimi yaprakları yaz mevsimi yapraklarına göre daha fazla uçucu yağ içerir. Aynı defne ağacının alt yaprakları üst yapraklarına göre, genç yaprakları yaşlı yapraklarına göre daha fazla uçucu yağ içerir.
Defne ağaçlarının yapraklı dalları ve sürgünleri budanarak kesilir. En kaliteli yapraklar 2-3 yaşındaki dallardan ve sürgünlerden kopartılarak elde edilir. Sürgün ve dallardan elle tek tek kopartılan veya sıyrılan yapraklar gölge altında en fazla 10-15 cm kalınlığında serilerek kurutulur. Yaş herbada kuru yaprak oranı %35-40, kuru herbada kuru yaprak oranı ise %60-70 arasında değişir.
Meyve hasadı: Defne meyveleri genellikle güz ve kış mevsimlerinde toplanır. Defne meyvelerinde sabit yağ oranı güney enlemlerinden kuzey enlemlerine gidildikçe, düşük rakımdan yüksek rakıma doğru çıkıldıkça azalır. Pratikte 100 kg meyvenin kaynatılmasıyla ortalama 15 kg kadar
defne yağı çıkartılır.
Kurutma: Taze defne yapraklarının uçucu yağ oranı ve bileşenleri üzerine kurutma yöntemi, sıcaklığı ve süresi önemli etkide
bulunur.
Yapılan bazı araştırmalar, oda
koşullarında veya 40-45 °C’de kurutma fırınında kurutulan defne yapraklarının aroma kompozisyonları arasında çok az fark olduğunu göstermektedir. Ancak direkt güneş ışığı altında uzun süre kurutulan yaprakların rengi açılmakta ve uçucu yağ miktarı düşmektedir. Örneğin, bir araştırmada gölgede yapılan kurutmalarda ortalama %2,5, güneşte yapılan kurutmalarda ise ortalama %1,7 oranında uçucu yağ elde edilmiştir (Erden, 2005).
Diğer bir araştırmada ise en yüksek uçucu yağ (%1,5) ve en yüksek 1,8-sineol (%61) oranları 40 °C’de yapılan kurutma ile elde edilmiştir (Naderi vd., 2001).
Hatay defne sabunu üretimi: Türkiye’nin en bilinen sabunlarından olan ünlü Hatay Defne Sabunu (Gar Sabunu) defne yağından üretilir. Defnenin meyveleri eylül ayından aralık ayına kadar toplanır. Top-
sürekli karıştırılarak iyice
lanan meyveler kazanlarda gün boyunca
yumuşatılır,
süzülür ve sudan arındırıldıktan sonra 4-6 saat kadar kaynatılır. Kaynatma
işlemi
bittikten sonra birkaç saat içinde yağ tabakası yüzeyde toplanır. Toplanan yağlar ayrı bir nikel-krom kazanda %75-80 oranında zeytinyağı (prina yağı) ve %20-25 oranında defne yağı karışımı hazırlanır, içine köpürtücü olarak kostik (bazen kostik yerine kül suyu kullanılır) katılır. Kaynatma esnasında yağın yanmaması ve köpüğün taşmaması için su da katılır (suyla söndürme). Kazandaki sabun hamuru 4 saatin sonunda iyice kıvam aldıktan sonra tava olarak adlandırılan kalıplara dökülür, spatula yardımıyla sıkıştırılıp düzeltilir.
Kalıptaki hamurun katılaşması için bir gece bekletilir. Katılaşan sabun 4-6 bıçaklı tarak yardımıyla kare şeklinde kesilir ve üzerine ahşap tokmaklar yardımıyla firma logosu işlenir. Kesilen sabunlar kule şeklinde istiflenerek kurutulur (Şahin, 2019).
Defne üretimi ile ilgili kanunlar: Türkiye’de defne üretiminin tamamına yakını doğal plantasyonlardan kesim veya toplama yoluyla yapılmaktadır. Defne üretimi, Orman Genel Müdürlüğünün 283 sayılı tebliğ esaslarına ve yıllık üretim programlarına göre düzenlenmekte, üretime 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 37. maddesine göre tarife bedeli tahsil edilerek izin verilmektedir. Defnenin yıllık kesim alanları, kesim tarihleri ve kesim miktarları Orman Genel Müdürlüğü tarafından belirlenerek aynı plantasyonun 3 yılda bir kesimine müsaade edilmektedir.
Tarım ve Orman Bakanlığı 2016’da “Defne Eylem Planı”nı hayata geçirerek 9.610 dekar alanda rehabilitasyon çalışması yapılmış, 2019’da 32.600 ton üretim ve 40 milyon dolar ihracat geliri elde edilmiştir.