Bilgi Bankası

KENEVİR
Familyası: Cannabaceae.
Cinsi: Cannabis.
Kültür türleri: Kenevirin dünyada ticari olarak kültürü yapılan iki önemli türü Cannabis sativa L. ve Cannabis indica’dır.
C. sativa türüne giren varyeteler daha çok lif ve tohum, C. indica türüne giren varyeteler ise daha çok ilaç üretiminde kullanılır. Her iki türün de kurutulmuş yaprak ve çiçeklerinden elde edilen kannabinoitlerce zengin droglar (esrar), Amerika’da “Marijuana” adıyla, Kuzey Asya’da ise “Hashish” adıyla bilinir.

Bitkisel özellikleri:
Kenevir (2n = 20); tek yıllık, otsu yapıda ve çift evcikli bir tıbbi ve keyif bitkisidir. Yarım metreden 6 metreye kadar boylanabilir. Sap boğumlarından her biri 3-11 adet yaprakçıktan oluşan yapraklar çıkar. Yapraklar sapın alt kısmına karşılıklı, üst kısmına ise almaşık olarak dizilir. Erkek kenevir bitkisi dişi kenevire göre daha hızlı büyürken, dişi kenevir bitkisi erkek kenevire göre daha fazla dallanır ve yapraklanır. Erkek bitkiler çiçeklenmelerini tamamladıktan sonra hızla kuruyarak ölür. Kenevir, iki evcikli olduğundan erkek çiçekler erkek bitkilerde, dişi çiçekler dişi bitkilerde bulunur. Bu nedenle tamamen yabancı tozlaşır ve döllenir. Dioik çeşitler yanında hem erkek hem de dişi çiçeklerin aynı bitki üzerinde bulunduğu monoik çeşitler de vardır.

Erkek çiçeklerde 5 perigon yaprak (çanak ve taç yaprak birleşik) ve 5 erkek organ, dişi çiçeklerde ise yeşil renkte bir perigon yaprak ve bunun arasında ucu 2 parçalı olan bir dişi organ bulunur. Tozlaşma ve döllenme sonrası çiçekler hızla solar ve gland tüylerinde (trikomlar) daha az uçucu yağ salgılanır. Oysa tozlaşması engellenen çiçekler döllenmek için polen beklediklerinden uçucu yağları daha fazladır (Meier ve Mediavilla, 1997). Oval şekilli ve koyu gri renkteki tohumlarının bin tane ağırlığı 14-22 g’dir.

Ticari olarak kullanılan organları: Yaprak (THC), sap (lif) ve tohum (yağ).
Faydalanılan etkin maddeleri: Tetrahidrokannabinol (Δ⁹-THC) ve kannabidiol (CBD) gibi kannabinoitler.
Toplam Δ⁹-THC içeriği: 35-90 µmol/g.

Kannabinoid kemotipleri:
Esrar, dişi kenevir bitkilerinin uç yaprakları ile çiçek perigon yapraklarında bulunan gümüşü renkli salgı bezelerinde salgılanan maddedir. Aynı dişi kenevir bitkisinin üst (genç) yaprakları, alt (yaşlı) yapraklarına göre daha fazla kannabinoid içerir (Hemphill vd., 1980). Kenevir bitkisinde başta tetrahidrokannabinol (Δ⁹-THC), kannabidiol (CBD), kannabikromen (CBC) ve kannabigerol (CBG) olmak üzere 60’tan fazla kannabinoid bulunmaktadır.

Esrarı meydana getiren kannabinoidler arasında esas uyuşturucu etkisini yapan Δ⁹-THC’dir. Kannabinoidler, kannabinoid asitler (CBDA) olarak sentezlenip depolanırlar. Ancak yapraklar biçilip kurutulduğunda dekarboksilize olarak CBD’ye dönüşürler. Lif tipi kenevirler daha fazla CBD ve daha düşük THC, ilaç (drug) tipi kenevirler ise daha fazla THC ve daha az CBD içerir.

Kenevirin çiçeklenme devresinde kuru yaprakta bulundurduğu kannabinoid miktarlarına göre başlıca 3 ekotip tespit edilmiştir:
THC > %3 ve CBD < %0,5 (kemotip 1),
CBD içeriği yüksek, THC içeriği düşük (kemotip 2),
THC içeriği çok düşük
(kemotip 3). CBD/THC oranı her bitkide aynı olduğundan, bu oran taksonomik sınıflandırmalarda kimyasal markır olarak kullanılır. CBD/THC kalıtımında bir B lokusuna ait kodominant iki allel gen (B₀ ve B⁺) görev aldığı tespit edilmiştir. B₀/B₀ genotipler çok yüksek oranda CBD, B⁺/B⁺ genotipler çok yüksek oranda THC ve B₀/B⁺ genotipler ise dengeli oranlarda CBD ve THC içermektedir (Meier vd., 2003). Kenevirde bir kodominant markör yardımıyla THC, CBD ve CBD+THC kemotiplerini birbirinden daha fide hâlinde iken bile ayırt etmek mümkündür (Şekil 17.14).

Tıbbi değeri ve ticari kullanım alanları:
Kenevir önemli bir ilaç, keyif ve lif bitkisidir. Yöresel olarak “Kendir” veya “Çedene” olarak da isimlendirilen kenevirin ekonomik olarak kullanılan kısımları sapları, yaprakları ve tohumlarıdır. Yaprakları keyif verici olarak, sapları lif kaynağı olarak, tohumları yağ kaynağı, çerez ve kuş yemi olarak kullanılır. Bir aromatik terpenoit olan tetrahidrokannabinol (Δ⁹-THC), suda çok az; ancak organik solventlerde çok iyi çözünür. THC, tıpta özellikle kanser tedavisi gören hastaların iştahını açmak, mide bulantısını önlemek ve ağrılarını dindirmek üzere kullanılır. Kenevirden elde edilen farmasötik ilaçlar (ör. Dronabinol, Sativex, Canemes vd.) reçeteli olarak satılmaktadır. Endüstriyel kenevir çeşitlerinden ekstraksiyon ile elde edilen kenevir ekstarktı (özü) yüksek miktarlarda CBD, fakat çok düşük miktarda THC içerir.

Kenevir tohumunda %20-35 arasında sabit yağ bulunur. Omega-6 ve omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olan kenevir yağı, hem tıbbi olarak hem de kozmetik amaçlar (ör. Arap sabunu yapımında) için kullanılır. Kenevirden elde edilen diğer önemli bir endüstriyel ürün de pinen, mirsen, trans-karyofillen gibi bileşenlerce zengin uçucu yağdır.

Kenevir tarımı:
Dünya genelinde lif ve tohum amaçlı kenevir üretim alanları 1960’lı yıllarda 800 bin ha’nın üzerinde iken, 2000’li yıllarda bu rakam 60 bin ha’a kadar gerilemiştir. Dünyada kenevir üretim alanlarındaki bu hızlı azalışın en önemli nedeni, kenevir ile esrar (marijuana) arasında kurulan olumsuz algı ilişkisidir. Kenevir bitkisinin aynı zamanda esrar üretiminde kullanılıyor olması, endüstriyel kenevir tarımının gelişmesini engellemiştir. Ancak son yıllarda doğal kenevir ürünlerine artan talep, endüstriyel kenevir tarımını yeniden canlandırmıştır. ABD, Kanada, başta Fransa olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri ve Rusya’da yapılan ıslah çalışmaları sonucunda düşük THC oranına sahip endüstriyel kenevir çeşitlerinin geliştirilmesiyle kenevir üretim alanlarında artış olmuştur. THC oranı ülkelere göre değişmekle birlikte, endüstriyel kenevir (tohum, lif ve biyokütle) çeşitleri için üst sınır değeri %0,2 veya %0,3’tür.

Anadolu’da yüzlerce yıldır tarımı yapılan kenevirin ekim alanları giderek daralmış; örneğin, geleneksel kenevir üretiminin yapıldığı Samsun’un Vezirköprü ilçesinde üretim alanı son 10 yılda 3 bin da’dan 250 da’a kadar gerilemiştir. Kenevir, diğer birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kontrollü (ruhsatlı) olarak sadece lifi ve tohumu için üretimine izin verilmektedir. Tarım Bakanlığı’nın kontrolünde yasal olarak kenevir üretiminin izin verildiği 20 il vardır. Kıyı bölgelerde daha çok lif için, iç bölgelerde ise daha çok tohum için kenevir üretimi yapılmaktadır.

Örneğin, geleneksel olarak kenevir tarımının yapıldığı Amasya Gümüşhacıköy’de yüksek kalitede lif keneviri üretilmektedir. THC oranı yüksek çeşitler ile ilaç amaçlı kenevir tarımı yapılacak ise, tıpkı haşhaş tarımında olduğu gibi yasal düzenlemelere ve denetimlere ihtiyaç vardır.
Kenevir yetiştiriciliği: Kenevir, mutedil bir iklime iyi uyum sağlamıştır. Özellikle mısır bitkisinin iyi yetiştiği iklim ve toprak özellikleri kenevir için de çok uygundur. Belirgin bir toprak isteği olmamakla birlikte derin, besin maddelerince zengin, kireçli-alkali ve pH’si 6.0-7.5 arasında olan topraklarda çok iyi büyür ve gelişir (Arslan, 1989). Kenevirin üretim materyali tohumlarıdır. Tohum ekim zamanı ilkbahar mevsiminde don tehlikesi kalktıktan sonradır.

Kenevir tohumu 8-10 °C’de çimlenmeye başlar. Mibzerle sıraya ekim yapılır ve ekim derinliği 2-3 cm’dir. Ekim sıra aralığı lif için üretimde dar (20 cm), tohum için üretimde daha geniş (40 cm) tutulur.

Dekar başına ortalama 4,5 kg (2,5-6,5 kg) tohum atılması ve 1 m²’de 125-250 adet bitkinin yetiştirilmesi önerilir. Kenevir tarlasında yetişen bitkilerin yarısı dişi ve yarısı erkek olur. Kenevir tohumu sadece dişi kenevir bitkilerinden elde edilir. Kenevir tarımında ticari gübre olarak dekara saf hâlde 8-12 kg azot ve 6-8 kg/da fosfor kullanılır. Aşırı azot uygulanan topraklarda yetiştirilen kenevirlerin lif kalitesi düşer.

Toprağın havalandırılması ve yabancı otların yok edilmesi için sıra arası ve sıra üzeri açıklıklar çapalanır. Pamuğa kıyasla kurağa daha toleranslı olan ve su kullanım etkinliği üç kat daha fazla olan kenevir, Kuzey bölgelerimizde sulama yapılmaksızın yetişebilirken, yağışın kısıtlı olduğu bölgelerde özellikle kurak yaz mevsiminde sulanmaktadır. Kenevir bitkisinin etkin maddesi olan THC son derece güçlü bir böcek ve otobur kovucudur. Bu nedenle kenevir bitkileri böcekler tarafından çok az zarar görür. Tohum amaçlı kenevir üretiminde, ekimden sonra 4-5 ayda olgunlaşan dişi bitkiler makine ile hasat edilir. Oysa lif amaçlı kenevir üretiminde, yeşil olgun döneminde (çiçeklenme bitmeden genelde ağustos ayında) biçilen bitkiler, sırasıyla kurutma, havuzlama, kabuk soyma ve lif çıkarma işleminden sonra saplarından lifleri çıkarılır. Dişi kenevir bitkileri erkeklere göre daha iri ve daha kalın saplı olduklarından lif verimleri yüksek, ancak lif kaliteleri düşüktür. Son yıllarda hem lif hem de tohum amaçlı endüstriyel kenevir üretiminde dioik çeşitler yerine monoik çeşitler önerilmektedir.

Kenevir lifleri ip, halat, sicim, balık ağı, yelken, çadır, çuval gibi kaba dokuma ürünleri imalatında kullanılır. Türkiye’de kenevir tarımı yapılan bölgelerde lif verimi 100-150 kg ve tohum verimi 50-100 kg arasında değişmektedir.

Kenevir tarımında yasal düzenlemeler:
Çin’de 4,500 yıl önce kültürüne başlanmış olan kenevirin ABD’de 1937’de Marihuana Vergi Yasası çıkarıldıktan sonra “Herba Cannabis Indica” ve “Extra Cannabis Indica” adlarıyla esrar içeren ilaçlar zamanla kodeksten çıkartılarak satışları yasaklanmıştır. Kanada’da 1998’de kenevir üretimi ve ticareti üzerinde yasal düzenlemelere gidilmiş, endüstriyel amaçlı kenevir bitkilerinin %0,3’ten daha az tetrahidrokannabinol (Δ9-THC) içermesi koşulu getirilmiştir. Avrupa Birliği 1989’da hazırladığı bir yasa ile kenevir bitkisinin içerdiği ve uyuşturucuya dönüştürülmesini sağlayan Δ9-THC maddesinin oranı %0,2’nin altında olmak koşuluyla üretime izin verilmesine karar vermiştir. Örneğin, Avrupa’da kenevir üretiminde lider olan Fransa’da yetiştirilen kenevirlerde THC oranı %0,1-0,2 arasındadır. Türkiye’de 2021’de Ondokuz Mayıs Üniversitesi tarafından “Narlı” ve Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından “Vezir” adlarıyla geliştirilmiş çeşitler düşük Δ9-THC oranları ile endüstriyel tip kenevir çeşitleridir.

İlaç Önerileri