Familyası: Scrophulariaceae
Cinsi: Digitalis
Kültür türleri: Digitalis’in iki önemli kültür türü vardır:
* Digitalis purpurea (Kırmızı yüksük otu).
* Digitalis lanata (Yünlü yüksük otu).
Türkiye florasında tür sayısı: Yüksük otunun dünyada iki veya çok yıllık 40 kadar, Türkiye florasında ise 8 kadar türü yayılış gösterir.
Bitkisel özellikleri: Yüksük otu (2n = 56), anavatanı Avrupa kıtası olan yüksük otu, iki yıllık ve otsu yapıda bir glikozit bitkisidir. İlk yıl sadece rozet yapraklarını, ikinci yıl ise sapa kalkarak çiçeklerini meydana getirir. Yünlü yüksük otunun yaprakları, kırmızı yüksük otuna göre daha küçük ve daha dardır. Çiçekler kırmızı yüksük otunda pembe veya kırmızı, yünlü yüksük otunda ise açık sarı veya beyazdır. Kapsül şeklindeki meyvesinde, 1000 tane ağırlığı 0,4-0,5 g olan kahverengimsi tohumlar meydana gelir.
Ticari olarak kullanılan organı: Yaprak (Folia Digitalis).
Etkin maddeleri: Digoksin, digitoksin, digitalin, gitalin ve lanatositler gibi kardiyak glikozitleri (Farmakopelerde Lanatosit C olarak en az %0,1 oranında glikozit veya digitoksin olarak en az %0,3 oranında glikozit içermelidir).
Tıbbi değeri ve kullanım alanları:
Yüksük otu yapraklarında primer glikozitler olarak lanatositler A, B ve C ile sekonder glikozitler olarak digoksin, digitoksin, gitoksin, gitalin ve digitalin gibi kardiyak glikozitleri bulunur. Digitalis glikozitleri kalp atışlarını düzenleyici, kalp kasılmalarını düzeltici, kalbi kuvvetlendirici ilaçların yapımında; ayrıca böbrek, idrar kesesi ve prostat rahatsızlıklarında kullanılır. D. lanata yapraklarında toplam glikozit içeriği %0,1-1,0 arasında değişir. D. lanata daha çok digoksin ve lanatositler, D. purpurea ise daha çok digitoksin, digitalin ve gitalin kaynağıdır. D. lanata yapraklarında D. purpurea’ya göre daha fazla kalbe etkili (kardiyak) glikozit bulunur. D. lanata’nın içerdiği kalp lanatositleri serum proteininde birikmediğinden ve suda kolay çözüldüğünden daha fazla tercih edilir.
Kuru yüksük otu yaprakları %50’lik alkol solüsyonu ile ekstrakte edildiğinde, 10 kg kuru yapraktan yaklaşık 6 g kadar digitoksin elde edilebilmektedir. Yüksük otu zehirli bir bitki olduğundan (10 g kuru yaprak ölüme neden olabilir), herbal çay olarak içilmemelidir.
Yüksük otundan (Digitalis purpurea) kalp ilaçlarının keşfi oldukça ilginç bir anekdota dayanır: İngiliz hekim William Withering (1741-1799), kalp yetmezliği ve nefes darlığı çeken bir hastasını tedavi etmeye çalışmaktadır. Denediği hiçbir tedavi olumlu sonuç vermeyince, hasta yakınlarına hastalığın tedavi edilemez olduğunu söyler. Ancak hasta birkaç ay sonra döndüğünde, kalp fonksiyonları düzelmiş ve nefes darlığı azalmıştır. Bu beklenmedik hızlı iyileşme sürecine çok şaşıran Withering, hastanın düzenli olarak yüksük otu (Digitalis) çayı içtiğini öğrenir.
Daha sonra kendini bu bitkinin iyileştirici gücünün keşfine adayan Withering, yüksük otunun idrar atılımını artırdığını ve kalp atımını güçlendirdiğini keşfeder. Ölümünden yıllar sonra digoksin aktif maddesini taşıyan kardiyak glikozitleri kalp ilacı olarak ecza raflarındaki saygın yerini almıştır.
Ekolojik isteği: Yüksük otu, dünyanın daha çok sıcak ve ılıman iklim bölgelerinde yayılış gösterir. Yetişme periyodu süresince yağışların düzenli düştüğü, günlük ortalama sıcaklıkların 20-30 °C arasında değiştiği ve yeterince güneş ışığının alındığı iklim koşullarına çok iyi uyum sağlar. Organik maddesi yüksek, tınlı-kumlu topraklarda iyi büyür ve gelişir.
Yüksük otu yetiştiriciliği: Avrupa’nın en önemli yüksük otu (D. lanata) üreticilerinden olan Hollanda’da, yüksük otu tohumları doğrudan hassas ekim makineleri ile Nisan ayı ortasında tarlaya ekilir (200 g/da). Gibberellik asit, yüksük otu tohumlarının çimlenme oranını artırmaktadır; 6 saat 200 ppm GA₃ çözeltisinde bekletilen tohumlar %88,5 oranında çimlenmiştir (Gürbüz ve Gümüşçü, 1996). Ayrıca ışık çimlenmeyi teşvik ettiğinden çok yüzlek ekilmelidir. Yüksük otu tohumları küçük ve hafiftir. Bu nedenle, direkt tarlaya ekildiğinde homojen bir çıkış sağlanamaz. Bu nedenle, tohumlarından yetiştirilen fideler 45x30 cm’den 60x60 cm’e değişen sıklıklarda tarlaya dikilir. Fidelerin gelişmesi çok yavaş olduğundan iyi bir yabancı ot mücadelesi yapılır. Asulex (asulam) gibi seçici herbisitler kullanılarak yabancı otlar kontrol altına alınabilir. Yüksek verim almak için özellikle azotlu (10-20 kg/da) ve fosforlu (5-10 kg/da) gübreleme yapılmalıdır. Manganez, bu bitki için çok önemli bir besin elementidir. Yüksük otu bitkileri kurağa ve sıcağa hassas olduğundan kurak mevsimlerde mutlaka sulanmalıdır.
Biçim ve kurutma: Yüksük otunda en yüksek yaprak verimi ve glikozit içeriği rozet döneminde yapılan biçimlerde elde edilir. Özgüven vd. (1986), rozet döneminde biçilen D. lanata yapraklarında ortalama %0,6 toplam glikozit, %0,23 lanatosit C, %0,10 gitoksin ve %0,09 digitoksin olduğunu saptamışlardır. Mısır’da yapılan bir araştırmada ise D. lanata’nın toplam glikozit miktarı en yüksek değerine (18,1 mg/g kuru yaprak) çiçeklenmeden hemen önce toplanan yapraklarda tespit edilmiştir (Balbaa vd., 1970). İlk yıl bir defa güz mevsiminde, ikinci yıl ise belirli aralıklarla üç defa yaprak hasadı yapılabilir. İlk yıl hiç rozet yaprak kalmaksızın biçim yapılırsa ikinci yıl çiçeklenme olmayabilir. Dekar başına 2,5-3 ton taze yaprak ve 500-600 kg kuru yaprak verimi elde edilir. Yüksük otu bitkilerinin ikinci yılında, çiçeklenme döneminde yaprak verimi ve glikozit içeriği azalır. Bu nedenle bazı üreticiler sadece ilk yılın rozet oluşturmuş bitkilerinden yaprak hasadı yaparlar ve sonra tarlayı sürerler.
Tohum, ikinci yıl sapa kalkarak çiçeklenen bitkilerin olgun kapsüllerinden elde edilir. Yüksük otu yapraklarında bulunan kardiyak glikozitleri gece parçalanır, gündüz ise yeniden sentezlenir. Bir bakıma, glikozit içeriği gece yarısında en düşük, gün ortasında en yüksektir. Bu nedenle yüksek kardiyotonik etki için yüksük otu yapraklarının öğle saatlerinde toplanması önerilir.
Yüksük otu yaprakları son derece ısıya (termolabil) ve neme (higroskopik) duyarlıdır. Bu nedenle toplanır toplanmaz 50 °C’de 10-12 saat süreyle %8-10 nem içerene kadar kurutularak fermente olmalarına izin verilmez. Aksi halde glikozitler enzimatik olarak parçalanır ve yararsız hâle gelir. Kurutulmuş yüksük otu yaprakları hava ve nem geçirmeyen kutularda, serin ve kuru yerlerde saklanmalıdır.