Sektörel Haberler

Daha fazla kuzu mu yoksa daha ağır kuzu mu karlı?

Koyunculukla ilgili yapılan bilimsel yayınların birçoğunda bir batında elde edilen kuzu sayısının yüksek olmasının en önemli kriterlerden birisi olduğu vurgulanmaktadır. Koyunculuğun çok ileri olduğu ve neredeyse dünyayı besleyen yeni dünya ülkelerinden Yeni Zelanda’da yayınlanan bir makalede doğumda elde edilen kuzu sayısından daha çok kuzuların besi sonu canlı ağırlığı karlılık açısından yüksek olmasının koyunculukta karlılığı artırdığını ileri sürmektedir.

Alanında önemli bilimsel makaleler sunan “Livestock Science” dergisinde yayınlanan bu makalede “Yeni Zelanda Massey Üniversitesi” araştırıcılarından Adam J. Moloney ve ekibi daha önce yayınlanmış birçok makalenin sonuçlarını incelemişlerdir.1 Sonuçta eğer koyun başına doğumda 1.4 yavru oranı geçiliyorsa kuzulama oranının daha da artırılması yerine doğan kuzlarda süt emme döneminde büyümeyi artırıcı uygulamaların yapılmasının karlılığı artırdığını belirtmişlerdir.

Resim 1 Yavru sayısı kadar koyunun besleyeceği kadar yavru yapması da önemlidir.

Türkiye şartlarında yerli ırklar koyun varlığının büyük bölümünü oluşturmaktadır. Sakız ırkı hariç diğer ırkların yavru sayısı genellikle yukarıda belirtilen oran olan 1.4’ün altında kalmaktadır.

Koyunculuk alanında önemli çalışmalar yapmış olan Ege Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı modern koyunculuğun nasıl yapılması gerektiğini ayrıntılı olarak anlattığı güzel bir makale yayınlamıştır (2).

Bu makalede sonuç olarak Türkiye şartlarında anaçların kuzu verimi yönünde seçiminde, ilk iki kuzulama sonuçlarına bakılarak ikiz doğurmuş olanlara şans tanınması gerektiği, ayrıca ikizliği yüksek ana-babadan gelmelerinin de göz önüne alınması tavsiye etmiştir. Prof. Dr. Kaymakçı, dişi ve erkek kuzuların seçiminde üçüncü ya da dördüncü aydaki ağırlıklarının temel alınmasını ve yemden yararlanma yeteneklerinin de bilinmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Şüphesiz Akkaraman, Morkaraman, İvesi ve Merinos gibi koyun ırklarında Türkiye koyun ırklarının doğum başına kuzu sayısının 1.0-1.2 arasında kalması bu görüşleri daha önemli kılmaktadır. Melezleme ile elde edilmiş koyun ırkları ile son dönemlerde yaygınlaşan yabancı koyun ırklarında doğum başına düşen kuzu oranının 1.4’den çok daha yüksek olması da karlılık açısından dikkate alınacak bir gelişme olmalıdır.  

Süt emme döneminde kuzu besleme anahtar role sahiptir

Koyunculuk üzerine yapılan araştırma sonuçları genellikle kuzu besisinde başarılı olmanın temelinin sütten kesim öncesi kuzularda canlı ağırlığın yüksek olmasına bağlı olduğu göstermektedir. Bu sayede daha ağır canlı ağırlıkta birinci sınıf kuzu eldesi sağlanacağı söylenebilir. Bununla birlikte sütten kesim öncesi daha ağır kuzu elde etmek biraz da yavru sayısına bağlıdır. Yani yavru sayısı az ise kuzu daha fazla süt emmekte ve daha fazla kilo artışı sağlamaktadır. Bu durumda da sürüdeki hayvan sayısı veya satılan kuzu sayısı daha düşük kalmaktadır.

Resim 2 Türkiye yerli koyun ırklarının doğumda yavru sayısı düşüktür

Türkiye şartlarında çiftleştirme döneminde koyunları mı yoksa sütten kesim öncesi kuzuları mı iyi besleyelim?

Çiftleştirme dönemi öncesi ve sonrası yaklaşık bir aylık dönemde özellikle enerji bakımından yoğun arpa ve mısır gibi yemlerin günlük tüketimlerinin yarım kg düzeyine kadar artırılması doğan kuzu sayısını artırabilmektedir. “Flushing” de denilen bu uygulama yerine kuzuların süt emme döneminde daha fazla ve kaliteli yemlerle beslemek daha mı mantıklı? Türkiye şartlarında ise hem flushing hem de kuzuların sütle besleme aşamaları tam olarak iyi bir şekilde yapılamadığı için yetiştiricilerimiz tarafından hangisi daha kolay ve uygun görülüyorsa onu yapmaları tavsiye edilebilir. Yeter ki bu uygulamaları yapalım, ister kuzu sayısını isterse canlı ağırlığı yüksek olan hayvanları elde edelim fark etmez.