(Sclerotinia scleretiorum Lib.)
Tanımı ve Biyolojisi
Bu hastalığa yol açan etmenlerden birincisi Sclerotinia sclerotiorum (lib)’dır. Genel olarak kök boğazı çürüklüğü biçiminde görülür. Hastalık, bitki köklerini toprakta kömürümsü sclerotları ile bitki sap ve tablalarını ise toprak yüzeyinde çimlenen askosporları ile enfekte eder.
Ayçiçeğinde kökten bulaşmaktadır. Sulu ve nemli koşullarda, %70 e varan verim kayıplarına neden olabilir, Çiçeklenmede yüksek sıcaklık (20 - 30 º C) ve nemli şartlar hastalığın oluşmasında etkilidir. Üç farklı türünün görüldüğü ayçiçeğinde S. Sclerotiorum geniş ve şekilsiz daha büyük (1-5 cm çapında) sclerotlara sahiptir. S. minor küçük, üniform, yuvarlak, 0,5-2 mm çapında siyah sclerot, S. sclerotiorum ise geniş ve şekilsiz daha büyük (1-5 cm çapında) sclerotlara sahiptir. Scleretonia rolfsii ise, açık kahverengiden siyaha değişen, S. minor gibi küçük ve yuvarlak sclerotlara sahip olup, ancak diğerlerinden farklı misellerinde kıskaç şeklinde bağlantılar vardır. Scleretonia minor sadece solgunluk ve kök çürüklüğü, Scleretonia sclerotiorum ise, tüm belirtileri gösterir.
Belirtileri
Gövde, yapraklar ve kök
✓ Scleretonia solgunluğu ve kök çürüklüğü, toprakta yaşayan sclerotların çimlenmesiyle oluşan miseller ile, çimlenmeden fizyolojik olgunluğa bitkiye bulaşmaktadır.
✓ Ancak en önemli görülme zamanı çiçeklenme öncesi ve köklerin maksimum gelişmeye ulaştığı zamandır.
✓ Bu devrede köklerin hastalıktan çürüyüp toprak su alamadığı için, bitkilerde aniden solgunluk belirtileri başlar.
✓ İlk solgunluk belirtilerinden 4-7 gün sonra bitkinin tamamı solmakta ve pembemsi renk almaktadır.
✓ Hastalıklı bitkiler aynı sıra üzerinde veya belli bir bölgede bulunabilir.
✓ Solgun bitkilerin köklerinde grimsi yeşilden kahverengi, beyaz küf olarak adlandırılan pamukçuklar oluşmakta, nemli ortamlarda bitki gövdesinin tabanında, topraktan 10-20 cm yüksekliğine kadar beyazlaşma meydana gelmektedir.
✓ Şiddetli rüzgarlı havalarda köklerin çürümesiyle bitkiler kolaylıkla yatabilir.
✓ Gövdenin içinde ve dışında siyah 3-6 mm çapında sclerotlar bulunur.
✓ Bitkide hastalığın hafif veya geç dönemde bulaşması durumunda kökte ve gövdenin tabanında kahverengi benekler oluşur.
✓ Ancak bu durum bitkide solgunluğa neden olmamakla birlikte, sapları zayıflatmakta ve yatmaya hassas hale getirmektedir.
Tabla
✓ Çiçeklenmede, öncesi, sonrasında ortaya çıkar.
✓ Özellikle çiçeklenmeden hasada kadar olan dönemde yağan yağışların hastalığın bulaşmasını ve gelişimini hızlandırır.
✓ Her ne kadar ilk belirtiler tablanın arka kısmında ortaya çıksa da, sporlar ayçiçeği bitkisine çiçek organlarından bulaşır.
✓ Öncelikle tablanın etli yan ve arkasında, sulu çürük noktalar ve beyazımsı bölgeler şeklinde başlar.
✓ Daha sonra hastalık tablanın içine yerleşerek, tüm tablayı ve taneleri beyazımsı ağ şeklinde misellerle kaplar.
✓ İleri devrelerde tablanın sadece ana iskeleti kalmakta ve uzaktan süpürge gibi görünmekte.
✓ Tablada tüm bulaşık taneler dökülmekte ve tane büyüklüğünde bazı sclerotlar da sağlıklı bitki taneleriyle birlikte hasat edilebilmektedir.
Mücadele Yöntemleri
Kimyasal olmayan mücadele
✓ Sclerotların tohuma ce toprağa karışmasını önlemek için hasta bitkiler toplanarak imha edilmelidir.
✓ Toprakta 7 yıla yakın kalması ve 1 km uzaklığa sporları ulaşabilmesi nedeniyle, ekim nöbeti pek fazla etkinliği yoktur.
✓ Genetik kontrolünde, ancak orta derecede dayanıklılık elde edilebilmiş ve ticari hibritlere pek fazla aktarılamamıştır.
Kimyasal mücadele
Scleretonia solgunluğu ve sap çürüklüğünde, yüzey ilaçlaması olarak, benomyl ve karışımları, bazı yabancı ot ilaçları hastalığın etkisini azaltmasına rağmen, etkin bir koruma sağlamamakta olup, dünyada şu anda ruhsat almış bir ilaç da yoktur.
Bunun yanında tohum ilaçlaması da bir diğer mücadele şekli olup, Benlate, thiophanate methyl ve Iprodione etkili fungusitler Scleretonia sporlarının toprakta çimlenmesini engellemektedir
Scleretonia kök boğazı çürüklüğünde ise, kimyasal mücadelede tam olarak pek fazla bir başarı elde edilememiştir.
Kalsiyum nitrat veya sülfat gübrelemesi sapta sağlamlığı attırması ve dolayısıyla hastalığın etkisini azaltması nedeniyle tavsiye edilmektedir.