Zararlılar

ÇAY KOŞNİLİ (Chloropulvinaria floccifera)

TANIMI VE YAŞAYIŞI

Ergin dişide vücut oval, dış bükey şekilde, sarımsı yeşil ile kahverengi yeşile kadar değişebilen bir renktedir. Boyu ortalama 5 mm, eni ise ortalama 3 mm’dir. Yumurtlama devresine girmeden önce sırtın orta kısmı boyunca sarımsı yeşil bir alan ve burayı iki taraftan çeviren kahverengi siyahımsı iki hat meydana gelir. Antenler sekiz segmentlidir. Anten ve bacaklar vücudun altında kıvrılmış halde dururlar. Yumurtalar yumurta torbası içinde bulunur. Yumurta torbası mum iplikçiklerden yapılmış, kenarları hemen hemen paralel devam eden, uzunlamasına beyaz bir yastığı andıran pamuk demeti gibidirler. Yumurta torbaları ortalama 6–7 mm boyda ve 3–4 mm endedir. Yumurtalar pürüzsüz, oval şekilli olup, ilk bırakıldıkları zaman şeffaf açık krem renkli, açılmaya yakın ise koyu krem rengini almaktadır. Boyu ortalama 0.3 mm, eni ise 0.2 mm’dir. Yumurtadan yeni çıkan larvalar kirli sarı renkli, oval şekilli olup, ortalama 0.4 mm boyda ve 0.2 mm endedir. Genç dişide vücut oval ve hafifçe bombeleşmeye başlamıştır. Genellikle bej rengindedir. Sırt üzerinde koyu kahverengi benekler oluşur. Boyu ortalama 4 mm, eni ise 2 mm’dir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde iklim koşullarına bağlı olarak mart ayı sonundan itibaren sürgünlere geçmeye başlayan larvalar, buralarda gelişmelerini tamamlayarak ergin dişi olurlar. Yumurtlamaya hazırlanan dişiler, özellikle yaprakların alt yüzlerine geçerek hareketsiz dururlar. Doğada ilk yumurta paketlerine genellikle mayısın ilk haftasından itibaren rastlanır ve temmuz ortalarına kadar yumurtlama devam eder. Normal şartlarda bir dişi bir tek yumurta paketi meydana getirir ve doğa koşullarında ortalama 612 (44–1246) adet yumurta bırakır. Yine doğal koşullarda yumurta açılma oranı ortalama %88 olup, az da olsa bazı yumurta paketlerindeki yumurtaların tamamının açılmadığı görülebilir. Yumurta paketlerini terk eden larvalar çok hareketli olup, sürgün ve yapraklarda bir süre gezinerek genellikle yaprakların alt yüzlerine kendilerini tespit ederler. Yaz aylarını tamamen birinci dönem larva halinde geçirirler. Sonbahar başlarından itibaren gömlek değiştirmeye başlayan birinci dönem larvalar, ikinci döneme geçmeye başlarlar. Sonbahar sonlarından itibaren popülâsyonun bir kısmı bulundukları yerleri terk ederek kök boğazına inerler. Şubat sonlarına doğru gömlek değiştirmeye başlayan ikinci dönem larvalar, üçüncü döneme geçerler. Mart başlarından itibaren bulundukları yerleri terk ederek bitkinin üst kısımlarına doğru ağır ağır hareket ederler. Bundan sonra hızlı bir gelişme dönemine girerek ergin dişi olurlar. Bu zararlının erkek bireylerine rastlanmamıştır. Yılda 1 döl vermektedir.

ZARAR ŞEKLİ, EKONOMİK ÖNEMİ VE YAYILIŞI

Çay koşnilinin esas zararı, salgıladığı tatlımsı madde üzerinde oluşan fumajinden dolayı olmaktadır. Ayrıca, bitkinin özsuyunu emmek suretiyle de zarar yapmaktadır. Bitkinin özellikle yapraklarını ve diğer kısımlarını kaplayan siyah ve isli görünüşlü fumajin tabakası, özümlemeye ve solunuma engel olarak, çay ocağının zayıflamasına ve verimden düşmesine neden olmaktadır. Koşnille çok bulaşık ve sıvama bahçelerde fumajinden dolayı özellikle yaşlı yapraklar daha erken dökülmektedir. Koşnil yoğunluğu arttıkça üründeki kayıp miktarı da artmaktadır. Genel olarak yılda ortalama %9(4–15) ürün kaybına neden olmaktadır. Koşnilin kaliteye etkisini belirlemek için yapılan kimyasal analizlerden, kaliteyi etkileyen maddelerde çok az bir miktarda azalma olduğu ancak erganeloptik yöntemle yapılan kalite tayinlerinde bulaşık ürün ile temiz ürün arasında hissedilir bir farkın olmadığı tespit edilmiştir. Doğu Karadeniz Bölgesi çaylıklarının bulaşık olduğu ve koşnilin bütün çay alanına yayılmış olduğu tespit edilmiştir.

KONUKÇULARI

Bölgemizde çaylardan başka portakal, mandarin, üç yapraklı, limon ve kamelya konukçusu olarak tespit edilmiştir. Ayrıca çaylıklarda bulunan yabancı otlar üzerinde de bulunmaktadır.

DOĞAL DÜŞMANLARI VE ETKİNLİKLERİ

Parazitoiti: Microteys flavus How. (Hym.: Encyrtidae) Predatörleri: Exochomus quadripustulatus L. (Col.: Coccinellidae) Chilocorus bipustulatus L. (Col.: Coccinellidae) Hyperaspis campestris Hbst. (Col.: Coccinellidae) Hastalık etmeni funguslar: Verticillium lecanii (Zimb). (Moniliales: Moniliaceae) Fungusla tam anlamıyla enfekte olmuş koşniller, mat beyaz renkli, mumsu bir görünüş kazanırlar.

MÜCADELESİ

Kültürel Önlemler

– Normal verime girmiş çaylıkların 5 yılda bir budanması yetiştiricilik yönünden zorunludur. 

– Usulüne uygun olarak sonbahar veya ilkbaharda yapılacak derin budama ile zararlı popülâsyonunun büyük çoğunluğu yaprak ve dallarda olduğunda önemli oranda azalacaktır. 

– Budama artıkları ve sıralar arasındaki küçük bitkilerin tamamı çaylıktan çıkarılarak, zararlıların çaylıklara tekrar geçmemesi ve doğal düşmanların korunması için yakılmadan uzak bir yere bırakılmalıdır.

Biyolojik Mücadele

Doğal düşmanları içinde yalnızca Hyperaspis campestris L. (Col.: Coccinellidae) biyolojik mücadelede kullanılabilmektedir. Çay koşnili ile bulaşık çaylıklarda temmuz ayında coccinellid sayımı yapılmalıdır. Eğer bahçede bitki başına bir veya daha fazla H. campestris ergini varsa bu bahçede ilaçlı mücadeleye gerek yoktur. Birin altında ergin varsa bu bahçede Coccinellid salımı yapılmalıdır. Bunun için temmuz ayında sabah ve öğle saatleri arasında H. campestris’in yoğun olduğu çaylıklardan ergin toplanmalı ve bulaşık bahçeye bitki başına bir ergin düşecek şekilde bahçeye salınmalıdır. Doğada değişik zamanlarda V. lecanii ile bulaşık ayrı bölgelerdeki bahçelerde yapılan sayımlarda fungusun %96’ya kadar etkili olduğu saptanmıştır. İlkbahar başlarında bu fungustan dolayı genç dişilerde görülmeye başlanan az miktardaki ölüm oranı yaz sonlarına doğru birinci dönem larvalarda en yüksek düzeye ulaşır. Özellikle sahile yakın çay bahçelerinde fungusun Çay koşnili üzerinde daha etkili olduğu gözlenmiştir. Dolayısıyla fungusla bulaşık bu tip çaylıklarda zararlı doğal olarak baskı altında tutulabilmektedir.

Kimyasal Mücadele

Doğal düşmanlar ve kültürel tedbirler ile zararlı baskı altında tutulabildiğinden kimyasal mücadeleye gerek duyulmamaktadır. Bu nedenle kimyasal mücadele önerilmemektedir.


İlaç Önerileri