TANIMI VE YAŞAYIŞI
Makas böceği [Aurigena chlorana (Lap. et Gory)]’nin ergini uzun ve oval biçimlidir. Dişiler erkeklerden daha iri yapılıdır. Dişilerde vücut uzunluğu 16-27 mm, genişliği ise 6-14 mm’dir. Erkeklerde uzunluk 14-22 mm, genişlik ise 5-9 mm’dir. Baş, toraks ve üst kanat (elitra) parlak metalik yeşildir. Anten 11 segmentli ve parlak siyahtır. Vücudun alt kısmı ve bacaklar parlak yeşilimsi bronz renktedir. Anal segmentin uç kısmı dişide dışbükey, erkekte ise ortada düz veya hafif girintilidir. Bu özellikleriyle dişi ve erkek birbirinden kolayca ayırt edilebilir. Yumurtası oval ve bazıları bir uca doğru daha incelmiş biçimde, kremimsi sarı renktedir. Yumurtanın uzunluğu 1.0-1.5 mm genişliği ise, 0.6-1.0 mm’dir. Larvaların vücudu beyazımsı krem rengindedir. Yumurtadan yeni çıkan larvanın vücut halkalarının yanlarında kıllar bulunur. Kökte kabuk altına girerek beslenmeye başladığında bu kıllar tamamen yok olur. Yumurtadan yeni çıkan larvanın vücut uzunluğu 3-4 mm, baş kapsülü genişliği 0.2-0.3 mm’dir. Diğer dönemlerdeki larvaların başı küçük, hafif basık ve protoraksın içine doğru oldukça çekilmiştir. Toraks, özellikle protoraks geniş ve oldukça yassıdır. Protoraksın alt ve üst yüzeyinde iyi gelişmiş ve sertleşmiş birbirine yakın büyüklükte kahverengimsi sarı renkte plakalar bulunur. Abdomen 10 segmentli, ince uzun silindirik yapıdadır. Larva bacaksızdır. Son dönemdeki larvanın vücut uzunluğu 80 mm’ye ulaşır. Gelişmesini tamamlayan larva büzülerek, uzunluğu 30-50 mm olan prepupa dönemine geçer. Prepupa olgun larvaya benzer, ancak oldukça kısa, tombul ve sarımsı krem rengindedir. Pupa serbest pupa tipindedir. Başlangıçta pupa krem renkte olup, daha sonra zamanla ergine benzer renk alarak koyulaşır. Pupanın uzunluğu 15-30 mm, genişliği 6-12 mm’dir. Kışı kök içinde ergin ve çeşitli larva dönemlerinde geçirir. Erginler kök içerisinde pupadan çıkarlar. Bu erginler, larvaların kökte kabuk altında odun tabakasında beslenmeleri sonucunda oluşturdukları sıkıştırılmış talaşla dolu galerilerde ve etrafı talaşla kaplı bir odacık içinde tek tek bulunurlar. Kışlayan larvalar ise kökte kabuk altında beslenme yerlerinde oluşturdukları bir odacık içinde hareketsizleşir ve renkleri donuklaşır, ilkbaharda aktif duruma geçmeleriyle birlikte parlaklaşır ve beslenmeye başlar. Kök içinde kışı geçiren erginler, sıcaklığın yükselmesi ve yağ gülü sürgünlerinin yapraklanması ile birlikte kökten çıkarak beslenmeye başlar. Erginler genellikle mart sonlarından itibaren kademeli olarak kökü terk etmeye başlar. En yoğun ergin çıkışı, nisanın son haftası ile mayısın ilk haftasında olur. Bu dönemde yağ gülü sürgünlerinin yarısına yakın bölümü yeşil tomurcuklu dönemdedir. Çıkışlar mayısın ilk haftasında tamamlanır. Bu dönemde sürgünlerin %70 kadarı yeşil çiçek tomurcukludur. Erginler, mayısın ortasından temmuzun son günlerine kadar yumurta bırakırlar. En çok yumurta sayısına haziranın son haftası ile temmuzun ikinci haftasında ulaşılmaktadır. Dişi, yumurtalarını birbirine çok sıkı yapışık bir şekilde, kümeler halinde bırakır ve yumurta kümesinin üst kısmını saydam, parlak ve kırmızımsı kahverengi veya açık sarı renkte bir tabaka ile kaplar. Bir dişi ortalama 110 (9-329) adet yumurta bırakır. Dişiler yumurtalarını genellikle yağ güllerinin dallarının uç kısımlarında özde oluşan boşluğa bırakırlar. Bunun yanı sıra, yumurta kümelerini, gül dallarının kavlamış veya çatlamış kabukları altına, dalların yarılmış kısımları arasına, kurumuş veya açılmamış sürgün gözlerinin yaprakçıkları arasına, kurumuş sürgünlerin birleşim yerlerine, sürgünler üzerinde kurumuş yapraklar arasına ve kurumuş çiçek tomurcuğunun taç yapraklarının yanına bırakırlar. Dişiler yumurta bırakmak için, özellikle yağ güllerinin kuru dalları veya kurumuş diğer bitki kısımlarını tercih ederler. Erginler ağustosun üçüncü haftasının son günlerine kadar yaşamlarını sürdürür. Yumurtadan larva çıkışı temmuzun ortasına doğru başlar. Bu dönemde gül hasadı sona ermiştir. Yumurtadan larva çıkışı eylülün ikinci haftasının başlarında tamamlanmaktadır. Yumurtadan çıkan genç larvalar, yumurta kümesi üzerinde bulunan tabaka üzerinde açtıkları deliklerden çıkarak toprağa kendini atar ve kökboğazında gevşemiş kabuk altına girer. Kabuk altında odun dokusunda beslenmeye başlar. Larvalara bütün yıl boyunca rastlanır. Gelişmesini tamamlayan larva, kökboğazının 4-27 cm altında kök içinde talaş ve beslenme artıklarından elips şeklinde oluşturdukları galerilerde bir pupa beşiği oluşturur. Larvalar kök içinde 2 veya 3 yıl beslendikten sonra prepupa dönemine geçer. Bu dönemden sonra pupa görülür. Prepupalara temmuzdan eylülün sonlarına kadar, pupalara ise ağustostan eylülün sonuna kadar rastlanır. Pupalardan ergin çıkışı, eylül içerisinde tamamlanır. Bu zararlı, 3-4 yılda 1 döl vermektedir.
ZARAR ŞEKLİ, EKONOMİK ÖNEMİ VE YAYILIŞI
Hem ergin hem de larvaları zararlı olur. Kışlama yerini terk eden erginler yaprakları kenardan içeriye doğru yiyerek ve bileşik yaprakların ve yeni oluşmuş sürgünün sap kısmını, tomurcuklanma döneminde de, sürgünlerin saplarını kemirerek keser. Zararlının varlığı, kesilen sürgünlerin ve yaprakların bitkinin taç izdüşümünde serili olarak bulunması veya yağ gülü üzerinde asılı olarak bulunması ile kolayca anlaşılır. Bu şekilde zarar gören yağ güllerinde çiçek oluşumu engellenir ve verim önemli ölçüde düşer. Yağ gülünde esas zarara, larvalar neden olmaktadır. Larva kabuk altında odun dokusunda galeriler açarak beslenmektedir. Dönem ilerledikçe kökün derinliklerine inerek kabuk altında odun dokusunda içi sıkı bir şekilde beslenme artıkları ve talaştan oluşan galeriler oluşturmaktadır. Larvalar köklerin sadece kabuk kısmı kalacak şekilde odun dokusunu talaş ve artıklardan oluşan galeriler haline getirebilmektedir. Köke dıştan bakıldığında larvanın bulunduğu yer ve zararı belli değildir. Ancak kabuğu kaldırılınca etrafında talaşla kapalı olan larva ve oluşturduğu galeri görülebilmektedir. Ergin ve larvaları özellikle bakımı yapılmayan ve yaşlı güllüklerde zararlı olmaktadır. Zarara uğrayan yağ güllerinde gelişme yavaşlamakta, zamanla çalılaşma ve sonunda da tamamen kuruma görülmektedir. Zararlının genellikle, başta Isparta olmak üzere Göller yöresindeki yağ gülü alanlarında bulunduğu belirlenmiştir.
KONUKÇULARI
Asıl konukçusu yağ gülüdür. Bunun yanı sıra Rosaceae familyasına ait meyve ağaçlarında zararlı olmaktadır.
DOĞAL DÜŞMANLARI VE ETKİNLİKLERİ
Tespit edilen bir doğal düşmanı bulunmamaktadır.
MÜCADELESİ
Makas böceğine karşı, kültürel önlemler ile mekaniksel mücadele uygulanmalıdır. Bu zararlıya karşı etkili olmadığı için kimyasal mücadele tavsiye edilmemektedir.
Kültürel Önlemler
– Güllüklerde yumurta bırakma yerlerini oluşturan kuru dalların kesilmesi ile yapılan normal veya gençleştirme budamaları bitkilerin kuvvetli gelişmelerini, dolayısıyla bu zararlıdan daha az etkilenmesini sağlar. – Sonbaharda yağ güllüklerinin bozulmaları sonucunda ortaya çıkan köklerin toplanarak yakılması da zararlının popülâsyonun azaltılmasında büyük önem taşır. Çünkü bulaşık güllüklerde bu köklerde zararlının kışlayan ergin ve larvaları bulunmaktadır.
Mekanik Mücadele
Erginlerin kökten çıkmaya başladığı mart ayının son haftasından, mayıs ayının ilk haftasına kadar kademeli olarak çıkan erginlerin yumurtlamaya başlamadan önce sürekli toplanarak yok edilmesi, popülâsyonun düşürülmesinde etkili olacaktır. Özellikle erginlerin kışlama yerinden çıkışın tamamlandığı, yağ gülü sürgünlerinin %70’inin yeşil çiçek tomurcuklu olduğu dönemde erginlerin toplanması daha önemlidir. Bunun yanı sıra, zararlının yumurtlama dönemi olan mayısın ortasından temmuzun sonuna kadar yumurtaların bırakıldığı kuru gül dallarının kesilerek yakılması da zararlının yoğunluğunun azaltılmasına yardımcı olacaktır.
Kimyasal Mücadele
Diğer önlemler ile yeterli sonuç alındığı için ve zararlıya karşı etkili olmadığı için kimyasal mücadele tavsiye edilmemektedir.