Bilgi Bankası

DEPOLAMA ÇÜRÜMESİ

(Botrytis cinerea)

Tanımı ve Biyolojisi

Miselyum dallanmış, bölmeli ve renksizdir. Fungusun konidioforları oldukça kalın ve 1-5 mm uzunluktadır. Bunlar bitkinin çeşitli organları üzerinde yan yana ve çok sık oluşurlar. Konidioforların uç kısımları hariç diğer kısımları koyu renklidir. Konidiosporlar üzüm salkımı gibi konidioforlara bağlı olarak bulunurlar. Konidiospor çok açık kül renginde olmasına karşın, kitle halindeyken kurşuni renkte görünür. Konidiosporlar tek hücreli elipsoit veya yuvarlağımsı şekildedir. Bunlar bağlı oldukları konidioforlardan kolayca kopar ve dağılırlar. Fungusun meydana getirdiği sklerotlar sert, yassı ve siyah renklidir. Bu organlar daha çok meyve üzerinde fungusun meydana getirdiği fungal örtü arasında siyah noktacıklar halinde oluşmakta, bazen de yaprak sapı üzerinde görülmektedir. Ayrıca topraktaki hastalıklı bitki artıkları üzerinde de çok sayıda sklerot oluşabilmektedir. Uygun olmayan koşullara özgü olan bu organlar genellikle 5-7 mm iriliğinde olup, bazen 1-3 mm boyda olanlarına da rastlanmaktadır. Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı olan sklerotlar uygun koşulları bulduklarında çimlenerek miselyum oluşturmaktadır. Doğada, ilkbaharda gelişen bu miselyum üzerinde de konidiosporlar oluşur ve çevreye dağılan konidiosporlar konukçu bitkiyi enfekte ederek gelişme ve üremelerini sürdürürler. Konidiosporlar en yüksek oranda çimlenme gösterdiği sıcaklık 15-25°C’dir. Konidiosporlar ve sklerotlar çok düşük sıcaklık derecelerine dayanıklı olmakla beraber, 35°C’nin üzerinde çimlenme güçlerini yitirirler. Fungus miselyum ve sklerot halinde kışlamaktadır. Fungus, fakültatif bir parazit olup, hastalıklı bitki artıklarında saprofit olarak yaşar. Sklerotlardan ve miselyumdan oluşan konidiosporlar, primer inokulum kaynağıdır. Konidiosporlar rüzgar ve yağmurla yayılır. Açılmamış çiçekler genellikle enfekte olmazlar. Çiçekler açılır açılmaz, enfeksiyonlara duyarlı hale gelir. Fungus çiçek yanıklığı yapar. Zarar gören çiçek kahverengileşir ve ölür. Renk değişimi çiçek sapına kadar ilerleyebilir. Çiçek dönemindeki latent enfeksiyonlarda, meyve olgunlaştığında miselyum aktif hale geçer ve tipik meyve çürüklüğü semptomları gelişir. Kurşuni küf soğuk ve nemli koşulları sever. Hasat öncesi ve hasat sırasında yağmur ve yağmurlama sulama, hastalık gelişimini teşvik eder. Meyve ne kadar olgunlaşırsa tanelerin konidiosporlarla kaplanma ve çürüme şansı o kadar fazladır. Hasatın gecikmesi zarar oranını artırır. Rüzgâr hızı, sıcaklık, yağmur ve suyun yüzeyde kalma süresi, Kurşuni küfün performansını etkiler. Çünkü bunlar konidiosporların üremesini, yayılmasını, birikmesini ve çimlenmesini etkiler. Konidiosporlar geceleri soğuk periyotlarda dahi üremeye devam eder. Günün erken saatlerinden itibaren, sıcaklık yükselip, orantılı nem düştüğünde rüzgârla yayılır. Bu hastalık, meyve soğuk depolamada iken gelişir. 0-35 C de enfeksiyon yapıp gelişebilmektedir. Çürüme ve zarar görmemiş meyvelerde bile hastalık oluşturabilir. Zarar görmüş meyvelerde yaralanmamın herhangi bir noktasında hastalığa bulaşma olabilir. 

Zarar Şekli ve Belirtileri

✓  Hastalıklı, etli kısım, ıslak ve cam gibidir, dıştan etkilenmiş bölge meyvenin sağlıklı kısmından daha koyudur.

✓  Bir gelişme aşamasında olan tüysüz yumuşak misel,  başta beyaz sonra gri olarak,  çürümüş meyvede ortaya çıkar.

✓  Bu misel bitişik sağlıklı meyvelere de yayılabilir ve ikinci bir enfeksiyona sebep olabilirler.

✓  Enfeksiyonun ilk belirtileri meyve  soğuk depoya konulduktan  birkaç haftaya kadar gözükmemektedir.

Konukçu Olduğu Bitkiler

Geniş bir konukçu dizisi olan fungus 230 bitki türünü enfekte edebilmektedir. Yeryüzünde yetişen sebze, üzümsü ve tohumlu meyveler, bu fungal hastalığa en hassas olanlardır.

Mücadele Yöntemleri

Kimyasal Olmayan Mücadele

✓  Dengeli gübreleme ve iyi bakım yapılarak bitkilerin sağlıklı gelişmeleri sağlanmalı.

✓  Hasta bitkiler toplanarak uzaklaştırılmalı, hasattan sonra sklerotların toprağa karışmasını önlemek için bitki artıkları yakılarak imha edilmelidir.

✓  Depolama çürüğünün kontrolünde, genellikle Kiviler üzerindeki   B.cineria  nüfusunun  azalması için amaçlanmış tedbirlerin başında, koruyucu kültürel önlemler etkin rol oynar.

✓  Özellikle, mantarı hastalıkların kontrolünde  havalanma çok etkilidir.

✓  Bu da yaz budamaların da kivi bitkisinin iç kısımları açılarak  yeterli havalanma sağlanmalıdır. 

Kimyasal mücadele

Böcek ilaçları ila mücadele çiçek parçaları üstünde hastalık yapan bakteri veya virüslerin oluşmasına engel olmak için, çiçeklenmenin sonuna doğru uygulanır ve hasattan 20 gün önce enfeksiyon oluşumu kontrolde tutmak için tekrar edilir.

Ayrıca meyveyi depoda enfeksiyon yuvalanmasından korumak için  ilaçlama yapılmalıdır. Hasattan sonra hem yaralı olanların ayıklanması, hem de mümkün olan daldırma tedavisi ile depolama çürüğü azaltılacaktır. Fakat yapılan  hasat sonrası tedaviler genel olarak ilaçlamanın kalıntı  etkisi nedeni ile uluslararası onaya sahip olmuyorlar.


İlaç Önerileri