Hasar tipi: fizyolojik
Hasarın yeri: Meyve dış, iç, iç ve dışı
Hasarın oluşumu: Hasattan sonra ortaya çıkar
Hasarın görüldüğü çeşitler: Tüm çeşitler
Belirtileri: Fermantasyon hasarının belirtileri
başlangıçta meyve kesildiğinde fermantasyon kokusu ile kendini gösterir, daha
sonra koku ve alkol tadı meyvenin tamamına yayılır. Meyvenin çeşidine ve çok
düşük oksijen konsantrasyonuna maruz kaldığı sürenin uzunluğuna bağlı olarak,
ilgili dış ve iç hasar meydana gelir: Kısa süreli oksijen eksikliği durumunda,
meyve genellikle dış veya iç hasar göstermez. Gelişen fermantasyon maddeleri
veya meyvenin fermantasyon kokusu, meyvenin daha sonra optimum CA koşulları
altında depolanması veya soğuk hava deposunda saklanmasıyla tekrar
azaltılabilir. Uzun süreli oksijen eksikliği durumunda, bazı çeşitlerde ciltte
dışarıdan görülebilen kahverengi renk değişikliği meydana gelebilir. Bu
bölgeler genellikle yumuşak ve çok suludur. Buna paralel olarak, genellikle
ette kahverengileşme de görülür; ancak bu aynı zamanda CO2 fazlalığına da
işaret edebilir (fermantasyon sonucu). Bazı çeşitlerde oksijen eksikliğinin bir
sonucu olarak kavern oluşumu (meyve etinde oyuklar) da meydana gelebilir. Birçok
hasar vakasında, oksijen eksikliğinden kaynaklanan semptomlar, aşırı CO2`nin
sonuçlarından net bir şekilde ayrılamaz.
Patojen oluşumunun nedeni: Elmaların CA depolaması
sırasında çok düşük oksijen konsantrasyonları meyvenin tolerans sınırına
ulaşabilir. Depolama atmosferindeki oksijen konsantrasyonu ilgili çeşidin
tolere edilebilir sınırının altına düşerse, fermantasyon hasarı meydana
gelebilir. Depodaki oksijen seviyesinin bu sınırın altına düşmesinin ana
nedenleri genellikle hatalı/eksik teknik veya hatalı kontroldür: Çok kısa
oksijen enjeksiyonları, çok uzun nitrojen enjeksiyonları, depolama hücresinin
ölçüm sensörlerinde bir kusur, ölçüm cihazına giden emme hortumunda sızıntılar
veya ölçüm cihazlarının yetersiz kontrolü CA/ULO odalarında oksijen eksikliğine
yol açabilir.
Fizyolojik sebepler: Depolama sırasında normal meyve
solunumunun yanı sıra meyvedeki diğer tüm metabolik süreçleri sağlamak için
yeterli oksijen kaynağı gereklidir. Çoğu elma çeşidi, yeterli hava sirkülasyonu
olması ve yüksek CO2 seviyelerinden kaçınılması koşuluyla oksijenin %2 ila 1`e
düşmesini tolere edebilir. Depolama atmosferindeki oksijen konsantrasyonu
gerekli minimum değerin altına düşerse, meyvede çeşitli maddi değişiklikler
meydana gelir. Depo havasındaki çok düşük O2 içeriğine bir tepki olarak,
solunum anaerobik solunum yolunu izler. Meyve, anaerobik koşullar altında
fermantasyon metabolizmasına geçerek metabolizma için gerekli enerjiyi üretmeye
ve böylece bitki dokusunun hayatta kalmasını sağlamaya çalışmaya devam eder. Bu,
piruvatın alkol dehidrojenaz (ADH) ve piruvat dekarboksilaz (PDC) aracılığıyla
etanol ve asetaldehide dönüştürülmesini içerir. Sonuç olarak meyvedeki alkol,
asetaldehit ve etil asetat içeriği artar. Alkol (etanol) normalde elmada her
zaman düşük konsantrasyonlarda bulunur. Ancak anaerobik koşullar altında, güçlü
bir alkol artışı olur, meyveler karakteristik fermente bir tat gösterir (işaret
molekülü: etil asetat) ve yenmez. Meyvede anaerobik metabolik ürünlerin
birikmesi aynı zamanda aromaların yetersiz gelişmesine ve kötü
tatların/kokuların ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca, oksijen eksikliği
meyvenin diğer fizyolojik bozukluklara karşı hassasiyetini artırır.
Mücadele önerileri: Depolamada fermantasyon hasarını
önlemek için, CA koşullarının sürekli olarak izlenmesi ve tüm depolama süresi
boyunca yeterli hava sirkülasyonunun sağlanması tavsiye edilir. Ayrıca,
floresan sensörleri (DCA-CF) veya meyve veya havadaki etanol ölçümlerinin yanı
sıra solunum bölümünün belirlenmesi, günümüzde her çeşit için her mevsimdeki
sınır oksijen değerlerini belirlemek için sıklıkla kullanılmaktadır. Bu,
meyvenin fizyolojik açıdan tolere edilebilecek bir oksijen seviyesinde
depolanmasını sağlamalıdır. Meyvede çok az hasar varsa, O2`yi artırarak veya
meyveyi havalandırarak fermantasyon tadı tekrar kaybolabilir.