Sclerotinia sclerotiorum (Lib.) de Bary fungal
bir etmen olup, beyaz yada yumuşak çürüklük olarak bilinir ve hemen hemen her
yerde tarlada ve taşıma esnasında büyük kayıplara neden olabilir. Hastalık
etmeni biraz serin ve nemli koşulları sever ve kayıplara daha fazla sebep
olabilir. Hastalık bir bölgeye girdinmi oradan onu uzaklaştırmak imkansızdır.
Hastalık etmeni oluşturduğu dayanıklı organları (sclerot) sayesinde uzun yıllar
toprakta canlılığını muhafaza edebilir. Konukçularından bazıları; Domates,
Patates, Fasulye, Patlıcan, Havuç, Kereviz, Biber, Kabak, Elma, Karanfil gibi
geniş bir konukçu listesine sahiptir.
Sclerotinia genusunun türleri, ya toprak kökenli ya da hava kökenli patojenler
olarak fonksiyon görürler. Hastalık etmeni hastalıklı dokularda bol miktarda
dayanıklı üreme organı olan sklerotlar üretir, eğer bu scrotlar apothecium
(eşyeli spor üretme organı, askospor) oluşturarak çimlenirlerse, infeksiyon
bitkilerin toprak üstü aksamlarında meydana gelir. Toprak hattında ise infeksiyon
ya askosporlardan ya da sklerotial infeksiyon sonucu ortaya çıkmaktadır, toprak
altındaki infeksiyonlar da direk olarak sklerot infeksiyonlarıyla olmaktadır.
Sclerotinia türlerinin yaşam döngülerinin tamamı, yaklaşık olarak %90` ı
sklerot halinde bulunmaktadır. Yılın belirli zamanlarında, fungusun genetiksel
özelliğine ve değişik çevre faktörelrine bağlı olarak sklerotlar çimlenir ve
konukçuyu direkt olarak enfekteleyen misellerini ya da apothecium organlarını
meydana getirir. Miselyum ile konukçuenfeksiyonu yoprak seviyesinde ya da
altında meydana gelir. Sklerotlar ekzogenous besinlerin varlığında çimlenir ve
ilk olarak cansız organik maddeleri istila eden ve daha sonra ise canlı bitki
dokularını infekteyen misellerini meydana getirir. Konukçıu dokunun kütikula
dokularının enfeksiyonu mekanik bir basınç ile başarılır. Misel infeksiyonu
sclerotların bulunduğu bölgeden 2 cm kadar uzaklıktaki bitkileri
infekteyebilir. Eşeyli üreme devresinde ise fungus hava yolu ile etrafa dağılan
askosporları üreten apothecium organını meydana getirir. Bu tür çimlenme için
genellikle 10-20 °C` lik bir sıcaklığa gereksinim duyulur. Uygun sıcaklık ve
nem koşulları altında askosporlar serbest kaldıktan sonra 3-6 saat içerisinde
çimlenmektedir. Askosporlar canlı olmayan konukçu dokularını çimlenir ve
infekteler. Daha sonra ise gelişen miselyum bitkinin sağlıklı dokularını
infektelemektedir. İnfeksiyondan sonra bitki dokularının içerisinde ya da
üzrinde yüzeysel olarak tekrar sklerotlar oluşmaktadır. Bitki dokularının
ölmesi ya da sklerotların bir şekilde toprağa düşmesi ile bunlar toprakta haftalar
hatta yıllarca dinlenme sporları olarak kalabilir. Aktif gelişme koşulları
bulunca bunlar tekara çimlenir ve yeni enfeksiyonlarını meydana getirir. Oluşan
sklerotlar uzun yıllar toprakta canlılığını muhafa edebilir ve toprak nemi, pH
ve toprak sıcaklığının canlılığı üzerinde çok fazla bir etkisi bulunmamaktadır,
bunu rağmen yüksek sıcaklık ve nem oranı bunlarının konukçusu bulunmadığı
zamanlarda çimlenmesini teşvik ettiği için toprak yüzeyine yakın sklerotlarda
parçalanma ya da ölümler söz konusu olabilir. Bir çok mikroorganizma sklerotlar
üzerinde öldürücü etkiye sahip olabilir,
Hastalık Belirtisi:
Hastalık bitkilerin fide devresinde kök çürüklüğüne neden
olur.
Daha ileri devredeki bitkilerde kök, gövde, yaprak ve
meyvelerde çürümelere neden olur.
Çürüyen doku üzerinde daha sonra pamuk gibi beyaz bir kitle
meydana gelir. Bu kitle daha sonra koyulaşır ve sert, küçük siyah renkli
yapılar oluşur.
Bu yapılar önce beyaz, sonra pembe, daha sonra da sert ve
siyahtır.
Bazı bitkilerde yaprak diplerinde (marul), bazılarında ise
gövdenin öz kısmında (lahana, havuç, domates, ayçiçeği) bulunurlar.
Bu yapılar bulaşmış oldukları toprakta uzun yıllar kalabilir
ve yıldan yıla bitkileri hastalandırmayı sürdürürler.
Hastalığın Görüldüğü Bitkiler:
Bu hastalığın geniş bir konukçu dizisi bulunmaktadır.
Başlıca konukçuları lahana, karnabahar, hıyar, havuç, salata, marul, kavun,
karpuz, biber, patlıcan, domates, fasulye, kereviz sayılabilir.
Mücadele Yöntemleri:
Kimyasal olmayan mücadele:
Hastalık su tutan, çok rutubetli yerlerde geliştiği için
böyle yerlerde drenaj ile toprak suyunun fazlalığını akıtmak gerekir.
Temiz tohumluk kullanılmalıdır.
Bulaşık alanlarda uzun yıllar münavebe uygulanmalıdır
Hasattan sonra kalan artıklar temizlenmeli, toplanıp
yakılmalıdır.
Seralarda sıcaklık ve nem kontrol altında tutulmalı,
havalandırma sistemini devreye sokarak sera nemi azaltılmalıdır.
Ürünlerin depoda zarar görmesini önlemek için depoya alınan
ürünün ıslak olmamasına özen gösterilmeli ve depo nemi hastalığın gelişme gösteremeyeceği
oranda tutulmalıdır.